Yediğimiz, İçtiğimiz Her Şeyde Var! İçimiz, Dışımız, Mikro Plastik!

Gerçekten yurdum insanını anlayabilmek zor. Naylon poşet için bir bardak suda ne kadar da çok fırtına kopardık! Topu, topu günlük düzenli 3-5 parçalık alışverişimiz için 1-2 poşet alsanız, (tabii ki de bu hayat pahalılığında düzenli olarak o alış verişi yapabilecek parası olanlar için )25-50 kuruştan ayda 10-15 lirayı, yılda 100-150 lirayı ancak bulur. Suya-gaza-çaya-mazota her bir kaleme yapılan yıllık artıştan daha az olmasına rağmen, sosyal medyadan televizyonlara kadar hemen her mecrada bu kadar gürültü koparılmasını anlamakta zorluk çekiyorum.

Plastik her yerde

Ayrıca elektrik-gaz gibi satın alma zorunluluğumuz da yok ki! Al bez torbanı, fileni, naylon poşete para vermeden yap alışverişini! Seni alıkoyan mı var? Her zaman örnek almaya çabaladığın elin tüketim hastası obezite              Amerikalısı bile kese kağıdına koyuyor tüm alışverişini. Biz niye yapamayacağız?
Yurdum insanının tepesinin tasını attıran şu “Laylon Poşit” işini, artık hepimizin diline pelesenk olan;“doğada asırlarca çözünmeden kalmasının” ötesindeki zararlarını biraz araştırıp bilgi sahibi olmak istedim, derlemeyi sizlerle paylaşıyorum.

Tarihsel boyutu

Amerikalı kimyager Leo Baekeland, 1907’de bakaliti bulduğunda, günlük yaşamımızda bu kadar köklü değişime yol açacağının farkında değildi. Kolay şekillendirilen, elektriği iletmeyen, nemden etkilenmeyip, aşınmayan yapay bir mucizeydi. Baekeland, kurduğu fabrikasında plastik süzgeçten bilardo topuna, kaleme kadar yüzlerce ürüne uyarlayarak ABD’nin en zenginlerinden biri oldu. Bakalit zamanla geliştirilip, Yunanca’da biçimlendirme demek olan “plastikos” tan esinlenip, plastik denildi.

Plastik 111 yaşında…

Plastik poşeti icat eden ise, İsveçli bilim adamı Sten Gustaf Thulin’di. Onun aklında olan, poşetlerin yüksek kapasiteli, güçlü ama hafif bir taşıma gereci olmasıydı. Gerçekten de zamanla hemen ulaşılabilip, kolay taşınabilir oluşuyla plastik poşetler vazgeçilmez oldu. Naylon poşetler 65 yıldır yaşamımızda. Poşet, tüketim toplumunun yeni sembolü haline gelmişti. Poşette çok para olacağı belliydi! Fikrin patentini 1965 yılında Celloplastalır, ardından 1977’de ABD’nin en büyük petrokimya şirketlerinden Mobil, ülke genelinde patenti ele geçirir. Poşet adam lakaplı JackMc. Bride, plastik poşet imal ederek zengin olan ilk iş adamı oldu. Naylon poşetleri ilk kez mağazalarda kullanan ise 80’li yılların başında market zinciri, Kroger idi.

 

Yasaklar başladı!

Zamanla zararları ortaya çıktı. 2008 yılında, Kenya, Tanzanya, Uganda, Ruanda ve Burundi’den oluşan Doğu Afrika Topluluğu ülkelerinden Kenya, 2007 yılında rüzgarla birlikte yüzlerce kilometre mesafe kat edebilen 0,06 mm’den ince olan poşetleri yasaklama kararı aldı. Naylon poşetlerin atık alanlarını ve kanalizasyon sistemlerini tıkayarak sıtmaya sebep olan sivrisinekler için üreme alanı oluşturduğunu açıklayan bilim kadını Wangari Maathai,  Afrika’nın ilk Nobel Barış Ödülü sahibi oldu. Büyük sellerle boğuşan Bangladeş, naylon-plastik parçalarının kanalizasyonu tıkadığını ortaya çıkarınca, 2002 yılında başkent Dakka’da naylon poşet kullanımını yasakladı. 12 milyonluk kent büyük bir sıkıntıdan kurtulmuş oldu. Avrupa’da naylon poşetleri yasaklayan ilk ülke ise İtalya oldu. İtalya’da poşet yasası devreye girene kadar yılda kişi başına 300 poşet tüketiliyordu.

Tanzanya’da naylon poşet kullanana para ve hapis cezası var!

Naylon Poşete karşı en sert tavır takınan devlet Tanzanya oldu. Tanzanya’da naylon poşet kullananlar bin dolardan fazla para ve hapis cezasına çarptırılıyor! Çin’de ise de 1500 dolarlık bir para cezası kesiliyor. Naylon poşetleri tamamen yasaklamayan ülkeler ise, genellikle yüksek vergilendirmeyi tercih ediyor. İrlanda poşet başına yaklaşık 20 cent vergi uygularken, çöp yığınlarının azalmasını da sağladı. Hong Kong ise poşet başına 6 cent vergi koydu. Çin’de plastik poşet üreten birçok fabrika bu durumdan hoşnut olmasa da, 2 binin üzerindeki mağaza zinciri bu sürece dahil oldu.

Doğa için ölümcül!

Plastik kirliliği yüzünden her yıl on binlerce deniz hayvanı ve bir milyondan fazla kuş ölüyor. Greenpeace, denizlerdeki poşetlerin 267 farklı deniz canlısını olumsuz etkilendiğini açıkladı. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na göre ise, Okyanusların her 2,5 kilometrekaresinde 46 bin parça poşet bulunuyor!

Mikro plastikler her yerde!

Okyanusları ve yaban hayatı öldüren naylon poşetlerin vücudumuzda da olduğunu biliyor muydunuz? Naylon ve plastiğin dışkımızda da olduğu kanıtlandı! Bu küçük parçacıklar ya da mikro plastikler vücudumuza şu şekilde giriyor. Çöpe atılan plastik bardak, şişe ve naylon poşetlerin, rüzgâr ve akıntılarla denizlere ulaşıp, un ufak olsa da yok olmayan bu parçalar, deniz canlıları ve kuşlar tarafından yenip zamanla besin zinciri içinde bize kadar ulaşıyor! Mikro plastikler, içme suyumuzdan, sofradaki tuzumuza, şekerimize, kozmetik ürünlere, giysilerimizdeki polyester liflerine kadar her yerde mevcut ve bir şekilde içimize kadar giriyorlar!

Ne yapmak lazım?

“Poşetime dokunma! Ya da plastiğim olmadan asla!” Öncelikle bu tür söylemleri bir kenara bırakacağız. Daha az plastik yutmak için tek yapmamız gereken; bilinçlenip, her tür tek kullanımlık plastiği yaşamımızdan çıkaracağız! 60’lı 70’li yıllarda yaptığımız gibi, fileli ve bez çantalı yaşama geri dönüp, kendimize,doğaya, canlılara ve dünyamıza büyük bir iyilik yapmış oluruz.

Bir cevap yazın